Mesajlar etiketlendi hikaye

Hikaye

Senin dudakların pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim doğduğum köylerde Ceviz ağaçları yoktu, Ben bu yüzden serinliğe hasretim Okşa biraz! Benim doğduğum köylerde Buğday tarlaları yoktu, Dağıt saçlarını bebek Savur biraz!…

Devamını Oku

Kambur Hafız ve Minare – Mustafa Kutlu

Bir çift sürmeli göz aşağıdaki kiraz dallarının, kırmızı kiremitlerin, horoz ve çocuk seslerinin, ihtiyar iniltilerin, genç adımların, İpragaz arabasının, patlıcan tava­nın, veresiye defterlerinin, kiracıların, berberlerin, bu­lutların, kuşların, heveslerin, vaatlerin arasından sıy­rılıp geçti. Kambur Hafız’ın midesi…

Devamını Oku

İlk Namaz – Ömer Seyfettin

Oh, bu sabah ne kadar soğuktu, yatağımın sıcaklığını terk ettiğim vakit, çılgın fırtınalarla haykırarak, tehditkâr rüzgârlarla camları döverek geçen gecenin bütün soğuğunu emmiş olan soğuk terliklere çıplak ayaklarımı sokunca, titrediğimi hissettim. Hizmetçim uyuyordu. Onu bu…

Devamını Oku

Fahri Usta – Hasan Kallimci

İşte güneş yine çıkmıştı. So­ğuk kış günlerinde, güneşin bulut­ların arasından kendini gösterme­si, kapanıp kaldığı odadan kısa bir müddet için de olsa kurtulması bakımından büyük bir fırsattı. Sandalyesini merdiven altından çıkardı, bahçeye taşıdı ve güneşi iyice…

Devamını Oku

Rozalya Ana – Sevinç Çokum

Mart rüzgârının kırbaçladığı kadınlar, ıslak küçük tezgâhlarına sıraladıkları yeşil soğan, kırmızı turp, kuru sarımsak ve şakayık, lale demetlerinin gerisinde durmuş, bekleşiyorlardı. Havanın rengi koyulaşıp, caddeyi iş dönüşlerinin kalabalığı sardığında otobüslerin ve tramvayların aydınlığı bu kıpırtısız…

Devamını Oku

Motor – Samim Kocagöz

Müdürün kapısı ardına kadar açıktı. Yusuf Ak, bitmez tükenmez merdivenleri ahlaya oflaya çıktı; müdürün yanına girmeden önce, açık kapının karşısına, duvara sırtını dayayarak yere çömeldi. Dizleri titriyor, kalbi küt küt çarpıyordu. Ellerini göğsünün üstüne kavuşturdu….

Devamını Oku

Eskici – Refik Halit Karay

Vapur rıhtımından kalkıp da Marmara’ya doğru uzaklaşmaya başlayınca yolcuyu geçirmeye gelenler, üzerlerinden ağır bir yük kalkmış gibi ferahladılar. “Çocukcağız Arabistan’da rahat eder,” dediler. Hayırlı bir iş yaptıklarına herkesi inandırmış olanların uydurma neşesiyle, fakat gönülleri isli,…

Devamını Oku

Elif – İnci Aral

Işıltılı, yer yer işlemeli bir beyazlığın içinde oturuyor. Kınadan kararmış ellerini yorgun bir gevşeklikle kucağında unutmuş. Duvağın altında incecik incecik örülüp bağlanmış saçları, Mehmet Ali uğraşıp çözsün diye. Pencerenin önündeki sedirde oturuyor. Ağaçtan oyularak uyumsuzca…

Devamını Oku

Gel İçimde Ağla – Durali Yılmaz

Yaşlı gözlerini göstererek, o sevimli, küçük başını göğsüme yaslama. “Neden gözlerin yaşardı?” diyorum; kesik kesik nefeslerle susuyorsun, başını kaldırıp bakmıyorsun yüzüme. Biliyorum duygularını anlatamıyorsun. Çünkü hiçbir sözlükte senin duygularını anlatabilecek bir kelime yok. Sen başkalarının…

Devamını Oku