OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ
Yaş
otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı
çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına
bakmadan gider.
Şakaklarıma kar
mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor
halkalar…
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim
aynalar?
Zamanla nasıl
değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk,
o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum
yalan.
Hayal meyal
şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber
başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor
yalnızlığımız.
Gökyüzünün
başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı
boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa
gelince anlarmış.
Ayva sarı nar
kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada
kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm
tarumar?
Neylersin ölüm
herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç
yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
CAHİT SITKI TARANCI (1910-1956)